2024 Venedik Film Festivali – Eleştirmenler Ne Diyor #1

81. Venedik Film Festivali, 28 Ağustos gecesi gerçekleşen açılış töreniyle 7 Eylül’e kadar devam edecek yolculuğunu başlattı. 11 gün boyunca dünyanın dört bir yanından dikkat çekici filmleri sinemaseverlerle buluşturacak olan festival, her yıl olduğu gibi bu yıl da merakla beklenen pek çok filmin ilk gösterimine sahne olacak. Dolayısıyla Venedik, önümüzdeki aylarda, özellikle de ödül sezonunda sıkça anacağımız filmlere dair ilk yorumları da duyduğumuz yer olacak. Nitekim daha şimdiden gösterimi gerçekleşen yapımlara dair ilk eleştiriler yayınlanmaya başladı. Biz de Indiewire, The Film Stage, ScreenDaily, Little White Lies gibi saygın mecralarda yayınlanan eleştirileri tarayarak, bu yapımların eleştirmenlerden nasıl yorumlar aldığını derledik.

Venedik Film Festivali boyunca sürdüreceğimiz “Eleştirmenler Ne Diyor” serimizin ilk sayısında, Pablo Larraín‘ın yönettiği, Angelina Jolie‘nin ünlü opera sanatçısı Maria Callas’a hayat verdiği Maria ve Alfonso Cuarón‘un Apple TV+ yapımı dizisi Disclaimer var.

2024 Venedik Film Festivali: Eleştirmenler Ne Diyor #1

Maria (Yön: Pablo Larraín)

MetaCritic Puanı: 62 / Rotten Tomatoes Yüzdesi: 69

Pablo Larraín’in yeni filmi genel olarak eleştirmenlerden geçer not almış olsa da öyle övgülere boğulduğunu söylemek pek mümkün değil. Nitekim filmin MetaCritic puanı da bunu yansıtıyor. Filmin ustaca çekilmiş olsa da ruhsuz hissettirdiği, eleştirilerde sıkça rastladığımız bir yorum ki yönetmenin önceki biyofilmleri Spencer ve Jackie de benzer yorumlar almıştı. Ancak övgülere boğulan biri var ki o da Angelina Jolie. Maria eleştirileri, son dönemde kayda değer bir rolde izlemediğimiz Jolie’nin Maria Callas rolünde harikalar yarattığını ve ödül sezonunda epey iddialı olacağını söylüyor.

David Rooney / The Hollywood Reporter (70):

“Pablo Larraín, Jackie ve Spencer’da tarihi biyofilm türünden tüm resmiyeti çıkartarak, duygusal bunalım anlarını spot ışıkları altında yaşayan ünlü kadınları derin bir samimiyetle inceledi. Şilili yönetmenin resmi olmayan üçlemesinin son parçası olan Maria’da eksikliği en çok hissedilen de samimiyet oluyor. Angelina Jolie’nin Paris’teki son haftasında efsanevi opera sopranosu Maria Callas’ı canlandırdığı bu film, cam bir vitrinin içinde sergilenen parlak bir mücevher gibi; Sizi bakmaya davet ediyor ama dokunmanıza izin vermiyor.”

Stephanie Bunbury / Deadline:

“Jolie, gerçek divaya neredeyse sihirli bir uyum sağlıyor; İnanılmaz derecede ince ama hâlâ güzel, soylu bir zarafete sahip, kimi zaman nazik kimi zaman bencil ve deliliğin sınırlarına tehlikeli şekilde yakın. Oyuncunun bu karakteri canlandırma konusundaki adanmışlığı her karede hissediliyor. Callas’ın yalnızca sahnedeyken mutlu olduğunu bilen Jolie, bu rol için şarkı söylemeyi öğrendi -Duyduğumuz ses, Callas’ın sesiyle Jolie’nin sesinin harmanlanmış bir versiyonu. Daha da önemlisi, şarkı söylerken göğsünün kabarıp damarlarının şiştiğini, şarkı söylemenin fiziksel ve duygusal eforuyla bedeninin ve ruhunun nasıl yorulduğunu görebiliyoruz. (…)

Fakat, nasıl olduysa, filmde çizilen portre tuhaf bir şekilde cansız. Callas, bir kadın olarak uzak ve anlaşılmaz kalıyor; son ana kadar fettan Callas, bize kendini tam olarak açmıyor. Larraín belli ki çok ünlü kadınları fazla özenli bir şekilde sunmakla ilgileniyor: Natalie Portman’ın Jackie Kennedy’si ve Kristen Stewart’ın Diana Spencer’ı da benzer yapaylıktaydı. Callas da benzer şekilde nereyse doğallıktan yoksun hissettirecek noktaya kadar inceleniyor. Onun aklımızda kalan görüntüsü, bir kafede oturmuş poz keserek gelip geçenlerin hayranlığını bekleyen bir beden ve kostümün bileşimi oluyor. Bir performansın performansını izliyoruz.”

Rory O’Connor / The Film Stage (67):

“Larraín filmin büyük bölümünü sessiz tutuyor ve bunun sonucu olarak Maria biraz boş hissettirebiliyor. Muhtemelen kavramsal bir dokunuş olsa da bu tercih Steven Knight’ın senaryosuna ve Angelina Jolie’nin (güçlü bir varlığı olan ama içsel derinlik açısından sınırlı) performansına taşımaları gereken ağır bir yük yüklüyor. Callas’ın en sevilen performanslarına dair yüksek sesli hatırlatmalar var ama bu sahneler bağlamdan yoksun bir şekilde sunuluyor ve kayda değer bir iz bırakmadan yok olup gidiyor. Tüm bunlar, diğer türlü “gösterme, anlat” yaklaşımını benimseyen bu film için aşılması zor engellere dönüşüyor. Ve sıkıntılı bazı okumaları affetmek kolay olsa da (“Maria Callas asla geç kalmaz, herkes çok erkenci” yaklaşımı Callas efsanesine pek hizmet etmiyor), şarkıcının 1950’lerdeki radikal kilo kaybını göz ardı etme kararı, (ki bazılarına göre bu onun yetenek kaybının da arkasındaki sebep) bir gerçekleri göz ardı etmeye işaret ediyor.

Yine de Larraín’in diğer işlerinde olduğu gibi bu filmi izlemek için de birçok sebep var. Sonbahardaki göz alıcı sokak sahnelerini, Rohrwacher’ın performansındaki yapay sıcaklığı ve aralarındaki en iyisini, Jolie ile Bilginer’in karşı karşıya geldiği sahneleri görene kadar bekleyin––Eğer Kış Uykusu’nun üç saatini izlediyseniz, bunun hafife alınacak bir iş olmadığını bilirsiniz. Maria, çok erken biten bir kariyerin yasını tutan bir hikâye ama Jolie’nin kariyeri için bir yeniden başlangıç sunuyor.”

David Ehrlich / IndieWire (67):

“Larraín’in yönetmenlik vibratosunun zenginliğine ve Angelina Jolie’nin onun son ilham perisini kibirli ama içten bir gösteriye dönüştürmesine rağmen, Callas’ın ölümsüz özünün incelikleri can sıkıcı biçimde belirsiz kalıyor. Maria, tıpkı kendisinden önce gelen Spencer gibi aynı anda hem belirsiz hem de aşırı yazılmış. Larraín’in üçlemesinde Peaky Blinders’ın yaratıcısı Steven Knight tarafından yazılmayan tek film olan Jackie’nin aksine bu klostrofobik psikodrama, öznesini kendi efsanesinden kurtarmaya o kadar odaklanmış ki o efsanenin ötesinde kim olduğunu anlatmakta zorlanıyor.”

Disclaimer (Yön: Alfonso Cuarón)

Disclaimer Venedik Film Festivali

MetaCritic Puanı: 72 / Rotten Tomatoes Yüzdesi: 88

Venedik’ten gelen ilk yorumlar, Disclaimer’ı bir mini diziden ziyade yedi parçalık bir film olarak ele alan Alfonso Cuarón’un “TV”ye geçişte pek zorluk yaşamadığını gösteriyor. Cate Blanchette tahmin edileceği gibi övgü toplarken, Kevin Kline da adından söz ettiriyor. Gelen ilk yorumlara bakılırsa Cuarón, aslında alışıldık bir gizem hikâyesi anlatırken, daha çok form ve anlatı konusunda alışılmadık yollara sapıyor. “Gerçek” mefhumunu ele alan Disclaimer, sonunda ne olacağını bildiğiniz bir illüzyonu seyredip, neticeden çok bunun sergilenme şeklini etkileyici bulduğunuz bir gösteriye benzetiliyor.

Ben Travers / IndieWire (91):

“Suç ortaklığı. Anlatı. Biçim. Cuarón, tezini ortaya sererken oldukça açık sözlü; Renée Knight’ın 2015 tarihli romanının bu yedi bölümlük uyarlaması ekranda oynarken izleyicilere dikkatle izlemelerini söylüyor. Neleri biliyoruz ve neleri sadece bildiğimizi sanıyoruz? Bu bilgileri kim sağlıyor? Nasıl sağlıyorlar? Bu sorular her zaman aklınızın bir köşesinde olsa da Oscar ödüllü yönetmen, diziye kaptırıp gitmemiz için hikâyesine ve ekibinin hikâye anlatma becerisine güveniyor. Ve bu güven boşa çıkmıyor; Disclaimer, saf eğlence aracı olarak da başarılı olmasını sağlayacak kadar fazla twist’e sahip kurnaz bir psikolojik gerilim. Ancak hiçbir zaman başlangıçtaki uyarısından sapmıyor; Öyle ki, gerçek ortaya çıktığında ekrandaki ve ekran dışındaki herkesi sarsıyor.

İzleyicilerin tüm bu karmaşa sırasında Cuarón’un baştaki uyarısına kulak vermesinde fayda var: Disclaimer’ın hikâyesini nasıl anlattığına dikkat etmek, sonuçlarını takdir etmek (ve onlara hazırlıklı olmak) için önemli. Dış seslerin anlatımı sırasında seçilen zaman kiplerine ve farklı perspektifler için kullanılan farklı görsel tekniklere dikkat edin. Bazı biçimsel seçimler sizi gerçeğe yönlendirirken, kasıtlı olarak yanıltıcı olan diğerleri sizi kendi oltanıza takılacağınız bir yola sevk ediyor. Sonuç olarak, Cuarón’un “Y tu mamá también”den beri çektiği en kışkırtıcı proje olan Disclaimer’a karşı birkaç sert tepki bekliyorum. Ancak kimse, hazırlıksız yakalandığını iddia edemez.”

Rodrigo Perez / The Playlist (75):

“Gerçeğin silahlandırıldığı, kötü amaçlı kişilerce çarpıtıldığı, medyaya güvenin sarsıldığı ve cancel kültürünün ortaya çıktığı 21, yüzyılda, sosyal medya çağında, ‘gerçek’ kavramının ve kesinliklerin nasıl radikal şekilde değiştiğini ve evrildiğini inceleyen yedi bölümlük bir mini dizi olan Disclaimer, Oscar ödüllü yönetmen Alfonso Cuarón için ilgi çekici ama her zaman ikna edici olmayan bir değişiklik.

Cuarón televizyona uygum sağlayamadığı için değil (gerçi Disclaimer gereğinden bir iki bölüm daha uzun olabilir); onun insanlık hâline odaklanan karamsar, sinematik ve büyüleyici başyapıtlarından ziyade geleneksel TV’ye yakın duran Disclaimer, yönetmenin işlerinde görmeye alışık olduğumuzdan çok daha melodramatik ve anlatı odaklı olduğu için.”

Richard Lawson / Vanity Fair (80):

“Dizi zengin bir dokuya sahip; Hem elle tutulur, hem düşsel. Hikâye pek tartışmalı cancellanma konusuna girdiğinde tökezliyor. Ancak duygusal denklemi tam olarak olması gerektiği gibi: Neredeyse melodrama yakın ama aynı zamanda korkunç derecede gerçekçi. Blanchett, Catherine’in durumu kötüleştikçe ona ayak uydurarak ilerliyor; Catherine’in su üstünde kalma mücadelesini izlemek hem heyecan verici hem de yorucu. Cate Blanchett ile aynı karakteri canlandırmak gibi zorlu bir görevin altından başarıyla kalkan Leila George, Catherine’in daha genç, daha açgözlü ve daha pervasız bir versiyonu olarak dikkat çekici. Lesley Manville de Stephen’ın eşi rolünde etkileyici bir performans sergiliyor ve şokla sarsılmış bir kadının titizce işlenmiş bir portresini çiziyor.”

Venedik Film Festivali boyunca, gösterimi gerçekleşen filmlere dair yorumları derlemeye devam edeceğiz.