Usta yazar Cormac McCarthy’nin en önemli eserlerinden olan Blood Meridian’ı Oscar adayı senarist John Logan sinemaya uyarlayacak. Filmi yönetecek isimse daha önce The Road uyarlamasını da yöneten John Hillcoat olacak.
Cormac McCarthy (No Country for Old Men, The Road) uyarlamalarına dair haberler şu sıralar üst üste geliyor. Jeff Nichols’ın The Passenger ve Stella Maris’i sinemaya uyarlamayı planladığını daha bir hafta önce sizinle paylaşmıştık. Şimdi de usta yazarın en önemli eserlerinden olan Blood Meridian’ın film uyarlaması gündemde.
Variety’nin haberine göre Blood Meridian filminin senaryosunu Oscar adayı senarist John Logan kaleme alacak. Filmi yönetecek isimse, daha önce The Road uyarlamasını da yöneten John Hillcoat olacak. Cormac McCarthy’nin kıymeti sonradan anlaşılan western epiğini sinemaya uyarlamak için daha iyi bir ikili bir araya gelemezdi herhâlde. Blood Meridian’ın önceki versiyonlarından birinde işin başında James Franco’nun olduğunu düşünecek olursak, bu yeni versiyonun katbekat daha heyecan verici bir proje olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gladiator, The Aviator, Skyfall gibi filmlerin senaristi olan John Logan, bugün Hollywood’da çalışan en başarılı senaristlerden biri. John Hillcoat, Logan kadar gösterişli bir filmografiye sahip değil belki ama Blood Meridian gibi bir western/anti-western için seçilebilecek en ideal yönetmenlerden biri. The Road’da ortaya koyduğu iş bir yana, kendisi aynı zamanda bu yüzyılda çekilmiş en iyi westernler’den biri olan The Proposition (2005)’ın yönetmeni.
1985 yılında yayımlanan Blood Meridian, 1850’lerde, Texas-Meksika sınırında sık sık çatışmaların yaşandığı bir dönemde geçiyor. Amerika’nın güney hudutlarında başıboş gezinen 14 yaşındaki “Çocuk”un yolu, Glanton Çetesi ile kesişiyor. O yıllarda Amerikan yerlilerini acımasızca katleden çetelerin başında gelen Glanton Çetesi, bazen para için, bazen sadistik dürtüleri ağır bastığı için, bazen de artık alışkanlık hâline geldiği için önlerine geleni öldürerek Texas-Meksika sınırı boyunca kan dökerken, “Çocuk”un gözünden okuyucu da Amerika’nın kanlı tarihine şahit oluyor.