Artık şubat ayının sonlarına doğru gelmemizle birlikte Cannes ve Venedik gibi önemli festivallerde bu yıl hangi filmleri göreceğimiz yavaş yavaş belli olmaya başlıyor. Birkaç hafta önce World of Reel’ın bu konuda tahminlerini paylaşmasının ardından bu hafta da Deadline kendi duyumlarını paylaştığı bir yazı yayınladı. Deadline’ın yazısıyla birlikte 2025 Cannes Film Festivali’ne hangi filmlerin gideceği, hangilerinin Venedik’i bekleyeceği netlik kazanmaya başladı. Sinema dünyası için oldukça sönük geçen 2024’ün aksine 2025 epey güçlü bir yıl olacak gibi duruyor.
2025 Cannes Film Festivali Etkileyici Bir Programa Sahip Olacak
Deadline ve World of Reel’ın duyumlarına göre bu yıl Cannes’da gösterilmesine neredeyse kesin gözüyle bakılan filmler şunlar:
- Jim Jarmusch‘tan Father, Mother, Sister, Brother. Üç farklı şehirde geçen üç farklı hikâyeye odaklanan filmin oyuncu kadrosunda Cate Blanchett, Vicky Krieps, Adam Driver, Tom Waits, Charlotte Rampling ve Mayim Bialik yer alıyor.
- Dardenne Kardeşler‘den Young Mothers. Film, genç yaşta anne olan kadınların kaldığı bir sığınma evinde yaşayan beş genç kadına odaklanıyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Richard Linklater’ın Fransız Yeni Dalga filmi Nouvelle Vague. Film, Jean-Luc Godard’ın Breathless filminin setinde geçiyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Joachim Trier‘den Sentimental Value. Trier’i The Worst Person in the World’ün yıldızı Renate Reinsve ile yeniden buluşturan Sentimental Value, sinema dünyasında geçen bir aile draması olarak tanımlanıyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Wes Anderson imzalı The Phoenician Scheme. Bir aile işletmesinde geçen The Phoenician Scheme, Avrupa boyunca uzanan bir casusluk hikâyesi olarak tanımlanıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Benicio Del Toro, Michael Cera, Tom Hanks, Riz Ahmed, Jeffrey Wright, Scarlett Johansson, Benedict Cumberbatch gibi ünlü isimler yer alıyor.
- Fatih Akın‘ın yeni filmi Amrum. Diane Kruger’ın da rol aldığı Amrum, 1945 yılında, filme adını veren Alman adasında geçiyor. II. Dünya Savaşı’nın son günlerine girilirken, 12 yaşında bir çocuk annesine yardım ederek ailesini hayatta tutmaya çalışıyor. Ancak savaştan sonraki barış dönemi de Almanlar için beklenmedik zorluklar getiriyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Kirill Serebrennikov (Leto, Petrov’s Flu)’un yeni filmi The Disappearance of Joseph Mengele
- Cannes’ın gediklilerinden olan Arnaud Desplechin‘in yeni filmi An Affair
- Mission: Impossible – The Final Reckoning,
- Mascha Schilinski’nin ikinci uzun metrajlısı olan The Doctor Says I’ll Be Alright, But I’m Feelin’ Blue. Schilinski pek tanınmayan bir yönetmen olsa da bu filmin Cannes yönetimini epey etkilediği, bu yüzden doğrudan Ana Yarışma’ya bile alınabileceği konuşuluyor.
Bu yıl Cannes programında yer almasına kesin gözüyle bakılan bu yapımların yanı sıra bir de Cannes’da gösterilme ihtimali epey yüksek olsa da henüz bunlar kadar kesinleşmemiş filmler var:
- Ari Aster (Hereditary, Midsommar)’ın yeni filmi Eddington. Joaquin Phoenix, Pedro Pascal, Emma Stone, Austin Butler gibi isimlerin rol aldığı Eddington, New Mexico’da geçiyor ve küçük bir kasabaya yolu düşen bir çiftin kendilerini hiç beklemedikleri olayların içinde bulmalarını konu alıyor.
- Spike Lee‘den Highest 2 Lowest. Akira Kurosawa’nın High and Low filminin serbest bir uyarlaması olan Highest 2 Lowest’ın başrolünde Denzel Washington yer alıyor.
- Bi Gan (Long Day’s Journey Into Night) imzalı Resurrection. Cerrahi bir işlem sırasında bilinci sonsuz zamanın içine düşen bir kadın rüyalar içinde sıkışıp kalmıştır. Bir android cesedi bulur ve bitmek bilmeyen hikayeler anlatarak onu uyandırmaya çalışır.
- László Nemes (Son of Saul)’in yeni filmi Orphan. Film, 1957 Budapeşte’sinde, halkın komünist rejime karşı ayaklandığı dönemde geçiyor ve kaybettiği annesinin II. Dünya Savaşı’ndaki hayatta kalma hikâyesini yıllar sonra öğrenen bir gence odaklanıyor.
- Alice Winocour (Proxima)’dan Stitches. Filmde Angelina Jolie, Paris Moda Haftası sırasında bir ölüm kalım mücadelesine giren Amerikalı bir sinemacıyı canlandırıyor.
- Nadav Lapid (Synonyms)’ten Yes
Bunlara ek olarak bir de Cannes’da gösterilebileceği düşünülen ama şimdilik sadece bir ihtimalden ibaret olan filmler var:
- Terrence Malick’in uzun süredir beklenen yeni filmi The Way of the Wind. Malick’in yıllardır kurgusunu tamamlamadığı yeni filmini bu yıl bitireceği söyleniyor ama söz konusu Malick olunca hiçbir şey kesin değil. Yönetmen kurgu odasında bir üç yıl daha geçirebilir. Ama olur da söylendiği gibi bu yıl tamamlarsa muhtemelen filmini Cannes’a getirecektir. Cannes’a yetişmezse daha uzak bir ihtimal olarak Venedik de düşünülebilir.
- Ildiko Enyedi (On Body and Soul) imzalı Silent Friend. Lea Seydoux ve Tony Leung’un başrollerini paylaştığı Silent Friend; 1908, 1972 ve 2020 olmak üzere üç farklı zaman diliminde geçiyor ve bir ağacın perspektifinden üç farklı hikâye anlatıyor. Frankfurt’un botanik bahçeleriyle ünlü Marburg kasabasında geçecek filmin insanlar ile doğa arasındaki iletişim ve doğaya dair algının değişimi hakkında olacağı söyleniyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Nicolas Winding Refn (Drive, Only God Forgives)’in yeni filmi The Avenging Silence‘ın Güney Kore’de gerçekleşen çekimlerini sessiz sedasız tamamladığı, filmi Cannes’a sunacağı konuşuluyor. Film bir Yakuza patronunu öldürmek için Japonya’ya giden Avrupalı bir casusa odaklanıyor.
- Kleber Mendonça Filho (Bacurau)’nun yeni filmi The Secret Agent
- Kristen Stewart‘ın ilk uzun metrajlısı olan The Chronology of Water. Film, Lidia Yuknavitch’in aynı adlı hatıra kitabının bir uyarlaması olacak.
- Oliver Hermanus‘tan The History of Sound. I. Dünya Savaşı sırasında geçen filmde Josh O’Connor ve Paul Mescal genç aşıkları canlandırıyor.
- Karim Aïnouz (A Vida Invisível)’un yeni filmi Rosebush Pruning
- Charles De Gaulle’un hayatına odaklanan büyük bütçeli biyofilm De Gaulle
- Rebecca Zlotowski (Other People’s Children) imzalı Vie Privée
- Scarlett Johansson‘ın ilk uzun metrajlısı olan Eleanor the Great. Film yaşamının sonlarına doğru New York’a taşınan yaşlı bir kadının (June Squibb) burada 19 yaşında bir gençle arkadaşlık kurmasını konu alıyor.
- Raoul Peck‘in Orwell belgeseli,
- Saeed Roustaee’dan Woman and Child
- Abu Bakr Shawky’den The Stories
- Maryam Touzani imzalı Calle Malaga
Cannes’da mı yoksa Venedik’te mi gösterileceği henüz netleşmemiş filmler:
- Christian Petzold (Transit, Phoenix)’un heyecanla beklediğimiz yeni filmi Miroirs No. 3. Filmin Cannes’da gösterilmesi bekleniyordu ama Cannes’a yetişmeme ihtimali var. Olur da yetişmezse Venedik’e kalabilir. Filmde Paula Beer, erkek arkadaşı bir trafik kazasında öldükten sonra hayatında önemli değişikler yapması gereken genç bir müzik öğrencisine hayat veriyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Kelly Reichardt (First Cow, Wendy & Lucy)’tan The Mastermind. Vietnam Savaşı sırasında geçen filmde Josh O’Connor, bir sanat eseri çalmak için cüretkâr bir soygun planlayan bir hayduda hayat veriyor.
- Lynne Ramsay‘den Die, My Love. Amerikalı yazar Ariana Harwicz‘in Türkçeye “Geber Aşkım” adıyla çevrilen romanından uyarlanan Die, My Love’ın başrollerinde Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson yer alıyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Julie Ducournau (Raw, Titane)‘nun yeni filmi Alpha. Titane ile Altın Palmiye kazanan Ducournau’nun önceliği tabii ki Cannes olacak. Ama filmin Cannes’a yetiştirilmesi mümkün olmayabilir. Alpha, 1980’lerde geçiyor. Filmin merkezinde ise orta okul ya da lise çağında bir kız yer alıyor. Okulda, genç kıza bilinmeyen bir hastalığın bulaştığı dedikodusu yayılmaya başlayınca genç kız arkadaşları tarafından dışlanmaya başlıyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Paul Greengrass (The Bourne Ultimatum, Bloody Sunday)’ın Matthew McConaughey’li yeni filmi The Lost Bus
- Haifaa Al-Mansour (Wadjda) imzalı Unidentified
- Sergey Loznitsa imzalı Two Prosecutors
2025 Venedik Film Festivali; Paul Thomas Anderson, Yorgos Lanthimos, Park Chan-Wook Gibi Önemli Sinemacıları Ağırlayabilir
Cannes’ı es geçip Venedik’te ya da sonbaharda gerçekleşecek başka bir festivalde (Toronto, New York vs.) gösterileceği söylenen filmlerse şunlar:
- Paul Thomas Anderson‘ın heyecanla beklenen yeni filmi One Battle After Another. Leonardo DiCaprio’nun başrolünü üstlendiği bu büyük bütçeli PTA filminin vizyon tarihi 8 Ağustos olarak açıklanmıştı. Bu yüzden bir festivalde gösterilecek onun Cannes olacağı düşünülüyordu. Ancak Deadline’ın duyumlarına göre Warner Bros. filmi daha ileri bir tarihe ertelemeyi düşünüyor. Bu yüzden bu noktada film için Venedik daha olası bir istikamet olarak görünüyor. Sean Penn, Benicio Del Toro, Alana Haim gibi isimlerin de rol aldığı film, Thomas Pynchon’un Vineland romanının serbest bir uyarlaması olacak.
- Yorgos Lanthimos‘tan Bugonia. 2003 yapımı Güney Kore filmi Save the Green Planet!‘ın bir yeniden çevrimi olan Bugonia, komplo teorilerine inanan iki adamın, dünyayı yok etmeye çalışan bir uzaylı olduğunu düşündükleri meşhur bir CEO’yu kaçırmasını konu alıyor. Başrollerde Emma Stone ve Jesse Plemons var. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Park Chan-wook’tan No Other Choice. No Other Choice, daha önce Costa-Gavras tarafından da sinemaya uyarlanan Donald E. Westlake romanının bir uyarlaması. Westlake’in 1997 tarihli romanı, bir türlü iş bulamayınca, başvurduğu son işe talip olan rakiplerini öldürmeye karar veren çaresiz bir adama odaklanıyor. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- Noah Baumbach’ın Netflix yapımı yeni filmi Jay Kelly. Cannes ile Netflix arasında uzlaşma sağlanamadığı için Netflix filmleri için Venedik bir numaralı istikamet olmaya devam ediyor. Baumbach’ın komedi türündeki yeni filminin de prömiyerini Venedik’te yapması bekleniyor. Oyuncu kadrosunda Adam Sandler, George Clooney, Greta Gerwig, Laura Dern, Billy Crudup gibi isimler yer alıyor.
- Edward Berger imzalı The Ballad of a Small Player. Geçtiğimiz yıl Conclave ile adından söz ettiren Berger, bu yıl da The Ballad of a Small Player ile aynısını yapmayı hedefliyor. Başrollerde Colin Farrell ve Tilda Swinston var.
- Guillermo del Toro‘dan Frankenstein. Bu yıl Netflix’te izleyici ile buluşacak filmin oyuncu kadrosunda Oscar Isaac, Jacob Elordi, Christoph Waltz, Mia Goth gibi isimler yer alıyor.
- Benny Safdie‘den The Smashing Machine. Uncut Gems’ten sonra yollarını ayıran Safdie Kardeşler’den Benny Safdie’nin çektiği The Smashing Machine, A24’ün 2025’teki en iddialı projelerinden. Filmde Dwayne Johnson, eski UFC şampiyonu Mark Kerr’e hayat veriyor.
- Luca Guadagnino (Challengers, Call Me by Your Name)’nun yeni filmi After The Hunt. Julia Roberts, Ayo Edebiri ve Andrew Garfield‘ın başrollerini paylaştığı film, bir meslektaşı tacizle suçlanınca kendi geçmişiyle de yüzleşmek zorunda kalan bir üniversite profesörüne odaklanıyor.
- Chloé Zhao‘dan Hamnet. Paul Mescal ve Jessie Buckley‘nin başrollerini paylaştığı film, 16. yüzyılda, Shakespeare’in en ünlü oyunlarından olan Hamlet’i sahnelediği dönemde geçiyor ve Shakespeare’in karısı olan Agnes’in, kara vebadan ölen oğullarının ölümüyle başa çıkmaya çalışmasını anlatıyor.
- Derek Cianfrance’ın yeni filmi Roofman. Channing Tatum ve Kirsten Dunst’ın başrollerini paylaştığı film, 90’li yıllarda onlarca McDonalds’ı soyan Jeffrey Manchester’ın hikâyesini anlatıyor. Oyuncu kadrosunda Peter Dinklage, Uzo Aduba, Ben Mendelsohn, LaKeith Stanfield ve Juno Temple da yer alıyor.
- Romain Gavras (Athena)’ın konusuyla merak uyandıran yeni filmi Sacrifice. Gavras’ın ilk İngilizce filmi olacak Sacrifice’ta Anya Taylor-Joy, Chris Evans, Salma Hayek ve Brendan Fraser rol alacak. Film, zenginlerin ve ünlülerin katıldığı bir bağış toplama galasının anarşist bir grup tarafından basılmasını anlatacak. Yunan mitolojisinden esinlenen bir kehaneti yerine getirmek için üç kişiyi kurban etmek isteyen grubun liderine Anya Taylor-Joy hayat verecek. Filmle ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
- David Lowery (The Green Knight, A Ghost Story)’den Mother Mary. Bir müzisyenle ünlü bir moda tasarımcısının ilişkisine odaklanan filmin başrollerinde Anne Hathaway ve Hunter Schafer yer alıyor.
- Kogonada (Columbus, After Yang)’dan A Big Bold Beautiful Journey. Margot Robbie ve Colin Farrell’ın başrollerini paylaştığı film, birlikte inanılmaz bir maceraya atılan iki yabancıya odaklanacak. Filmin konusu hakkında bilinenler kısıtlı olsa da hikâyenin zaman yolculuğuyla ilgili olacağı söyleniyor.
- Sebastián Lelio (A Fantastic Woman)’dan The Wave
- Oscar ödüllü belgeselci Alex Gibney (Taxi to the Dark Side)’nin Elon Musk belgeseli
- Pablo Trapero (The Clan)’dan “& Sons”
- Mona Fastvold ve Brady Corbet (The Brutalist) çiftinin birlikte yazdığı, Fastvold’un yönettiği Ann Lee. Gerçek olaylardan esinlenen epik bir masal olarak tanımlanan film, 18. yüzyılda yaşayan tarikat lideri Ann Lee’ye ve kurucusu olduğu Shaker Movement topluluğuna odaklanıyor. Takipçilerinin “kadın Mesih” dediği Ann Lee, Amerikan tarihindeki en büyük ütopya komünitelerinden birini kurmuştu.
- Jeremy Allen White (The Bear)’ın Bruce Springsteen‘e hayat verdiği biyofilm Deliver Me from Nowhere