George R.R. Martin, başyapıtları “geliştirmeye” çalışan senaristleri eleştirdi

George R.R. Martin

George R.R. Martin

Başarılı bir uyarlama olan Shôgun dizisinden övgüyle söz eden George R.R. Martin, uyarladıkları eserleri “geliştirmeye” çalışan senaristleri ve yapımcıları ise eleştirdi.

Game of Thrones dizilerine kaynaklık eden Buz ve Ateşin Şarkısı sersinin usta yazarı George R.R. Martin’in uyarladıkları esere sadık kalmayan senaristlerden pek haz etmediği bir süredir biliniyordu zaten. Kendisi daha önce de 2022 yılında Neil Gaiman ile katıldığı bir panelde bu mevzuyu gündeme taşımış, uyarladıkları esere sadık kalmayan senaristleri eleştirmişti. Martin, bu hafta bu eleştirilerini yineledi. Son dönemde ekrana gelen en iyi dizilerden biri olan Shôgun‘dan övgüyle söz eden George R.R. Martin, Shôgun’un iyi bir uyarlama olarak alkışı hak ettiğini söyledi. Shôgun’un senaristlerinin aksine uyarladıkları eseri “geliştirmeye” çalışan senaristlere ve yapımcılara ise bir çift lafı vardı:

“Nereye baksanız muhteşem hikâyeleri alıp ‘kendi yorumlarını’ katmak isteyen senaristler ve yapımcılar görüyorsunuz. Stan Lee, Ian Fleming, Roald Dahl, Ursula K. Le Guin, J.R.R. Tolkien, Mark Twain, Jane Austen… uyarladıkları eseri kim yazmış olursa olsun pek fark etmiyor gibi görünüyor. Ne kadar büyük bir yazar, ne kadar iyi bir kitap olursa olsun, hep daha iyisini yapabileceğini düşünen, hikâyeyi alıp ‘iyileştirmek’ isteyen birileri çıkıyor. Sonra da sanki çok derinlikli bir şey söylüyorlarmış gibi ‘Kitap ayrı film ayrı’ diyorlar. Sonra hikâyeyi alıp kendilerinin yapıyorlar. Ama hiçbir zaman daha iyi olmuyor. Bin kereden dokuz yüz doksan dokuzunda daha kötü yapmış oluyorlar.”

Uyarlama her zaman sıkıntılı bir konu olmuştur. Orijinal esere olabildiğince sadık kalarak muhteşem işler ortaya çıkaran sinemacılar olduğu gibi son derece yaratıcı uyarlamalarla bizi etkileyenler de oldu. Damon Lindelof’un Watchmen’i ya da Stanley Kubrick’in The Shining’i bunun akla gelen ilk örneklerinden. Ancak Martin’in de dile getirdiği üzere bunlar gerçekten istisna. Binde bir. Özellikle son dönemde, Hollywood’un kendi dokunuşunu getirmeye çalıştığı uyarlamalar orijinal esere ihanet etmekten başka bir şeye yaramadı. Bakınız Güç Yüzükleri; Bakınız The Witcher.

Öte yandan George R.R. Martin bu konuda veryansın etme hakkına sahip yazarlardan biri kesinlikle. Çünkü Game of Thrones bu konuda parmakla gösterilebilecek bir uyarlama. Damon Lindelof ve D.B. Weiss, Martin’in kitaplarını orijinal esere mümkün olduğunca sadık kalarak uyarlayarak televizyon tarihinin en iyi dizilerinden birine imza attılar. Ama ne zaman ki Martin’in kitaplarının ötesine geçip bu esere kendi yorumlarını getirdiler, o zaman işler sarpa sarmaya başladı. Game of Thrones’un final sezonu o kadar kötüydü ki tüm dizinin mirasını lekeledi. Hatta uyarlandığı esere bile prestiji kaybettirdi. Bu yüzden Martin bu konuda isyan etmekte haklı. Ya da en azından hakkı var. Kaldı ki söylediklerinin bir kısmına katılmamak elde değil. Bir J.R.R. Tolkien ya da Jane Austen eserine bakıp, “Fena eser değil ama eksikleri var, ben daha iyisini yapabilirim” demek için özel bir tür kendini bilmezlik gerekiyor.