Hatice Aşkın’ın Adresi Olmayan Ev filminden ilk fragman yayınlandı

Adresi Olmayan Ev

Hatice Aşkın’ın ilk uzun metrajlısı olan Adresi Olmayan Ev’dan ilk fragman yayınlandı. Boran Kuzum, Osman Sonant, Janset ve Zeynep Tuğçe Bayat’ın başrollerini paylaştığı Adresi Olmayan Ev, dünya prömiyerini Tallinn Black Nights Film Festivali’nde yapacak.

Avrupa’daki hatırı sayılır film festivallerinden biri olan Tallinn Black Nights Film Festivali, bu hafta programında yer alacak filmleri açıklamaya başladı. Film seçkisi açıklanan bölümlerden biri de “İlk Filmler Yarışması” oldu. Adından da anlaşılacağı üzere dünyanın dört bir yanından sinemacıların ilk filmlerine yer verilen bu seçkide bu yıl yarışacak filmler arasında Hatice Aşkın imzalı Adresi Olmayan Ev (The House with No Address) de yer aldı. Daha önce App adlı bir kısa filme imza atan Aşkın’ın ilk uzun metrajlısı, yapım aşamasında Eurimages film fonundan destek almasıyla dikkat çekmişti.

Dünya prömiyerini, 8-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Tallinn Black Nights’ta yapacak olan Adresi Olmayan Ev filminin başrollerinde Boran Kuzum, Osman Sonant, Janset ve Zeynep Tuğçe Bayat yer alıyor. Oyuncu kadrosunda onlara Bedia Ener, Arın Kuşaksızoğlu, Seren Fosforoğlu, Emel Gölgeçen, Ayşen İnci, Bedia Ener ve Mert Ege Ak eşlik ediyor.

Filmin resmi sinopsisi şöyle:

“Alper, büyük bir suçtan suçlu bulunan herkesin toplumdan silindiği bir ülkede genç ve gelecek vadeden bir savcıdır. Ancak annesi hüküm giydiğinde, Alper bir zamanlar korumak için savaştığı kuralları sorgulamaya başlar.”

Filmin Tallinn Black Nights tarafından paylaşılan tanıtım yazısı şöyle:

“Varoluşsal ikilemleri Almodóvarvari bir zarafetle işleyen psikolojik bir distopya.

Suç işlemenin cezasının varlığınızın tamamen silinmesi olduğu bir toplumda yaşamak ne anlama gelir? Yönetmen Hatice Aşkın, izleyicilerin önüne, işlenen dokuz ayrı suç için ağır bir bedel ödenmesi gereken, görsel açıdan çarpıcı bir çıkmaz koyuyor: Cezalandırılanlar, yalnızca hayatlarının geri kalanından değil, daha önce yaşadıkları hayattan ve sevdiklerinin gönüllerindeki hatıralarından da vazgeçmek zorundadırlar.

Alper savcı olma hayalini gerçeğe dönüştürmek üzeredir. Savcılığın yetenekli bir çalışanı olarak; aç gözlülük, tembellik, küstahlık veya savurganlık yapan ya da birilerini arzulayan, kıskanan, nefret eden veya ihanet eden insanların toplumdan uzaklaştırıldığı kanunların sistematik bir şekilde uygulanmasına önemli bir katkı sunmuştur.

Alper’in ahlaki pusulası, annesinin önemsiz gibi görünen bir hata yüzünden elinden alındığı gün alt üst olur ve böylece Alper’in iç dünyasının anlaşılması zor bir parçası ortadan kalkar. Kural temelli netliğin yerini karmakşık bir labirentin almasıyla birlikte, psikolojik bir gerilimin yanı sıra anıların ve hatırlamanın değeri üzerine derin bir inceleme de ortaya çıkıyor.”