Francis Ford Coppola, Megalopolis’ten sonra iki yeni film daha çekmeyi planlıyor: The Glimpses of the Moon ve Distant Vision.
Neredeyse 40 yıldır hayata geçirmeye çalıştığı Megalopolis‘i sonunda hayata geçiren Francis Ford Coppola, kendi cebinden finanse ettiği 120 milyon dolarlık bu epiği birkaç ay içinde geride bırakmış olacak. Dünya prömiyerini bu yaz Cannes Film Festivali’nde yapan Megalopolis, önümüzdeki ay gösterime girecek ve neredeyse yarım asırlık macerasını tamamlayacak. Pek çok kişi, 85 yaşındaki Coppola’nın Megalopolis ile birlikte kariyerinin görkemli finalini yapacağını düşünüyordu. Ancak usta yönetmenin durmaya hiç niyeti yok.
Hatırlarsanız birkaç ay önce, Coppola’nın Megalopolis’ten sonra yeni bir film çekme niyetinde olduğunu, bu filmin de Edith Wharton’ın The Glimpses of the Moon romanının bir uyarlaması olacağını sizinle paylaşmıştık. Görünen o ki yönetmen aradan geçen sürede onun yanına yeni bir proje daha eklemiş. Bu hafta verdiği bir röportaj sırasında yeni projelerine değinen Francis Ford Coppola, iki yeni film üzerinde çalıştığını açıkladı.
Coppola, bunlardan ilkinin, İngiltere’de çekmek istediği, alışıldık bir film olduğunu söylüyor. Yönetmen bu projenin detaylarını paylaşmamış olsa da bunun The Glimpses of the Moon olduğunu varsayabiliriz. Coppola’nın çekmek istediği ikinci film ise çok daha ilgi çekici bir proje olan Distant Vision. Usta yönetmen, ilk olarak 2015 yılında UCLA (Kaliforniya Üniversitesi)’de şekillendirmeye başladığı bu projeyi “canlı sinema” olarak tanımlamış, bunun yeni bir sanat formuna öncülük edeceğini söylemişti. O dönem bu canlı sinema projesini UCLA öğrencileriyle birlikte hazırlayıp sahneleyen ve eşzamanlı olarak çekerek birkaç farklı salonda seyircilere gösteren Coppola, şimdi bu projeyi çok daha büyük ölçekte ele alma niyetinde. Coppola, Megalopolis’ten gelecek parayla Distant Vision’ı hayata geçireceğini söylüyor. Megalopolis’in gişe potansiyelinin çok yüksek olmadığının farkında olan Coppola, ne gelirse onunla çekeriz diyor.
Francis Ford Coppola, Distant Vision’ın konusunu ise şöyle anlatıyor: “Distant Vision, benimki gibi İtalya kökenli Amerikan bir ailenin, televizyon denen fenomenin icadına denk gelen üç kuşağının hikâyesi, ama tabii kurmaca.”
Yönetmenin canlı sinemanın ne olduğunu anlattığı videoyu aşağıda bulabilirsiniz: