Sinemada soğuk savaş: Russians at War TIFF’ten çıkarıldı

Russians at War

Bundan neredeyse bir yıl önce, 1964 yapımı Walking the Street of Moscow filminin Batıda yaşadığı zorluklar üzerine yazarken, bunun 60’lara özgü bir problem olmadığının pekâlâ farkındaydım. Kolektif Batıdaki müesses nizam tarafından özenle kurulan anlatıya ters düşebilecek herhangi bir eser, bugün de aynı sansür mekanizmalarıyla, aynı şeytanlaştırıcı retorikle karşı karşıya kalırdı. Nitekim öyle de oldu.

Rusya asıllı Kanadalı sinemacı Anastasia Trofimova‘nın Ukrayna’da savaşan Rus askerlerinin deneyimini ilk elden aktarmak için cepheye giderek orada Rus askerleri arasında çektiği belgeseli Russians at War, Toronto Film Festivali (TIFF)’nin ve daha da önemlisi öfkeli kalabalıkların sansürüne takıldı. Bu hafta festivalde gösterilmesi planlanan Russians at War’un Toronto’daki gösterimleri, “güvenlik endişeleri” sebebiyle kaldırıldı. TIFF yönetimi, bu kararını şu açıklamayla duyurdu:

TIFF, festival faaliyetlerine ve kamu güvenliğine yönelik önemli tehditlerden haberdar olduğu için Russians at War filminin Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri yapılacak gösterimlerini durdurmak zorunda kalmıştır. Dün paylaştığımız açıklamamızın arkasında durmakla birlikte, bu karar tüm festival konuklarının, çalışanlarının ve gönüllülerinin güvenliğini sağlamak amacıyla alınmıştır.

Kültürel bir kurum olarak, filmler hakkında ve filmler aracılığıyla, karşıt görüşler de dâhil olmak üzere, medenice konuşulmasını ve barışçıl bir şekilde toplanılmasını destekliyoruz. Ne var ki aldığımız duyumlar, önümüzdeki günlerde önemli risk teşkil edebilecek potansiyel faaliyetlere işaret ediyor; Bu endişelerin ciddiyetini göz önünde bulundurarak planladığımız şekilde devam edemiyoruz.”

Daha bir iki hafta önce Venedik Film Festivali’nde sorunsuz bir şekilde gösterilen Russians at War’un Amerika prömiyerini yapmak için Toronto’ya geldiğinde böylesine düşmanca bir atmosferle karşılaşması organik bir şekilde gelişmedi elbette. Daha filmin TIFF’deki ilk gösterimi gerçekleşmeden önce, Kanadalı ve ABD’li bazı politikacılar -başta da Kanada’nın Başbakan Yardımcısı Chrystia Freeland- filmi ve TIFF’i hedef göstermeye başladı. Onlara göre TIFF yönetimi, festivalde Rus propagandası yapılmasına müsaade ediyordu. Politikacıların bu düşmanca retoriği sonraki günlerde Toronto sokaklarında öfkeli bir kalabalığın toplanmasına zemin hazırladı. 400’e yakın kişi, festivali protesto etmek için, gösterimlerin gerçekleştiği bölgede toplandı. Göstericiler tarafından taşınan “Rusya propagandası öldürür” gibi pankartlar basında geniş bir şekilde yer buldu.

Politikacıların ve basının iki yüzlülüğünü saymazsak, buraya kadar sorun yok. TIFF’in Russians at War’u göstermeye ne kadar hakkı varsa, bu kararı yanlış bulan Ukrayna destekçilerinin de protesto düzenlemeye o kadar hakkı var. Ne var ki iş burada kalmadı. Russians at War konusunda yaratılan infial, filmin gösterimlerinin kaldırılmasına kadar gitti. Rusya-Ukrayna savaşı konusunda Batı’da yaratılan anlatıya ters düşebilecek en ufak çatlak ses, anında bastırılmıştı.

Üstelik Russians at War’un öyle söylendiği gibi Rus propagandası yaptığı konusu bile tartışmalı. Venedik’ten gelen bazı eleştiriler filmi Rusya propagandası yapmakla suçluyor olsa da daha saygın yayınlardaki eleştirilere baktığımızda daha farklı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Russians at War’un bir propaganda filmi olmaktan epey uzak olduğu, hatta Rus askerleri arasındaki motivasyonsuzluğu ve karmaşayı gözler önüne serdiği söyleniyor. Velev ki diğer türlü olsun; Russians at War gerçekten Rus yanlısı bir propaganda filmi olsun. Yıllarca Batının savaş güzellemesi yaptığı, Orta Doğu’daki insanlık suçlarını kahramanlık hikâyelerine dönüştürdüğü sayısız filmi göstermekte bir beis görmeyen bu festivallerin şimdi Rusya filmlerine yüz çeviriyor olması, kolektif Batı’nın ifade özgürlüğü ve sansür gibi konulardaki iki yüzlülüğünü ve Hollywood’un bu konudaki işbirlikçiliğini fazlasıyla açık ediyor.