Killers of the Flower Moon sonunda iyi bir fragmanla karşımızda

Killers of the Flower Moon

Martin Scorsese’nin 20 Ekim’de vizyona girecek Killers of the Flower Moon filminden sonunda heyecanımızı arttıran bir fragman yayınlandı.

Martin Scorsese kariyerinin ustalık yıllarını en iyi geçiren yönetmenlerden olduğu için çektiği her film otomatik olarak en heyecanla beklediğimiz filmler listesinin zirvesinde yer alıyor. Killers of the Flower Moon (Dolunay Katilleri) için de aynı şey geçerli elbette. Türkiye’de 20 Ekim’de vizyona girecek olan film, dünya prömiyerini mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde yaptı. Festivalden gelen eleştiriler bunun Scorsese’nin en iyilerinden olmasa da yine yılın en iyilerinden olacak kalitede olduğunu gösteriyor. Bu yüzden filme dair heyecanımız sürüyor ama Paramount ve Apple’ın yürüttüğü tanıtım kampanyasının bu heyecana pek katkı sağlayamadığını söylemek gerek.

Poor Things, The Killer, hatta Barbie gibi filmlerin, afişinden fragmanına tanıtım kampanyasının her yönüyle muhteşem işler ortaya koyduğu bir yılda, Killers of the Flower Moon olabilecek en yavan tanıtım kampanyasıyla tanıtılıyor. Filmin şu ana kadar yayınlanan afişleri yılın en vasatlarından. Hatta bazıları düpedüz kötü. Şu ana kadar yayınlanan fragmanları için de çok iyi şeyler söylemek zor. Neyse ki yayınlanan bu son fragman çıtayı biraz daha yukarı çekiyor. Bu son fragmana bakılırsa, The Irishman’de Amerika’nın tarihi ile suç dünyasının tarihi arasında usta işi bir paralellik kuran Scorsese, Killers of the Flower Moon’da da bu birlikteliğin başka bir evresini gözler önüne serecek.

Amerikalı yazar David Grann’in aynı adlı romanından uyarlanan Killers of the Flower Moon, izleyicileri 1920’lerin Oklahoma’sına götürüyor. Bölgede petrol bulunmasının ardından bölgenin yerlileri olan Osage kabilesinin üyelerinin gizemli bir şekilde ölmeye başlaması üzerine, FBI’ın öncülü olan BOI olayları soruşturması için bölgeye kanun adamlarını gönderiyor. DiCaprio ilk başta bu kanun adamını oynamak için projeye dâhil olsa da hazırlık aşamasında senaryonun evrilmesi üzerine cinayetlerle daha karmaşık bir ilişkisi olan Ernest Burkhart karakterine geçiş yaptı. DiCaprio’nun rolünün ve Ernest Burkhart karakterinin hazırlık sürecinde geçirdiği bu evrim, filmin bu son halinin yaşananlara dair uyarlandığı romandan bile daha kompleks bir tablo çizeceğine dair umutlanmamızı sağlıyor.